Bilgi Teknolojisi ve Toplum

Çağımızın en tipik özelliği toplumların hızla değişmesidir. Toplumlardaki değişmeyi hızlandıran en belirgin etmenler, bilgi, teknoloji, iletişim, ekonomi alanlarında görülmektedir. Bu çağa bilgi çağı adı verilerek bilgi toplumu kavramı ortaya çıkmıştır. Bilgi toplumu, bilginin insan örgüt ve toplum yaşamında temel güç ve ana sermaye halini aldığı, bilgi üretiminde çalışanlarının çoğaldığı, yaşam boyu öğrenme alışkanlığının yerleştiği, öğrenen birey, öğrenen örgüt ve öğrenen toplum bağının kurulduğu toplumsal yaşam biçimini anlatmaktadır.

Bilgi toplumunda hedef, evrensel düşünebilen, etnik ve ulusal sınırlar içinde kalmayan, her türlü bilgiyi, kuralı değeri sürekli sorgulayan, sorunlara çözüm üreten, uzlaşmacı hoşgörülü ve özgürlükten yana olan, boyun eğmeyen insanı seven onların haklarını savunabilen doğayı koruyan, demokrasiyi benimseyen, görev ve sorumluluktan kaçmayan, hakkını arayabilen ekip halinde çalışabilen yaratıcı olan bilim, sanat, felsefe ve sporla uğraşabilen, kendini sürekli yenileyip geliştirebilen, barışı savunan bireyler yetiştirmektir.


Bilgi teknolojisinin "ağlaşmış" (networked) topluma giden yolu açtığını belirten Prigogine, halihazırda insanlığın bilgi teknolojisinden dolayı bir "ayrışma" süreci geçirdiğine inandığını söylemektedir. Prigogine, ayrışmanın büyük ölçekli olması nedeniyle daha büyük çalkalanmalar ve kararsızlıklar beklenebileceğine dikkat çekmekte, ağlaşmış toplumun insanlığın birleşmesine yol açıp açmayacağının henüz kesin olmadığını vurgulamaktadır.
Prigogine hayvanlar dünyasından bir örnek vererek küçük karınca ve böcek topluluklarında bireyin önemli olduğunu, ancak topluluk büyüdükçe bireyin öneminin azaldığını, bunun yerine bireyler arasındaki etkileşimin daha önemli hale geldiğini söylemektedir. Prigogine bu nedenle çok büyük ve bütünleşik karınca ve böcek topluluklarında bireylerin kör olduğunu not etmektedir.

0 yorum:

Yorum Gönder